Aşırı düzeltme nedir ?

Canberk

Global Mod
Global Mod
Aşırı Düzeltme: İyileştirme mi, Kısıtlama mı?

Selam forumdaşlar,

Bugün biraz cesur bir konuya değineceğim: Aşırı düzeltme. Pek çoğumuzun sürekli maruz kaldığı, belki de daha fazlasını yapmamız gerektiği şeklinde dayatmalarla karşılaştığı bu olgu, görünüşte iyi niyetle başlasa da uzun vadede ciddi sorunlar yaratabiliyor. Ve soruyorum: Gerçekten her şeyin mükemmel olması gerekiyor mu? Aşırı düzeltme, bireysel yaratıcılığı ve özgürlüğü kısıtlayan bir yola mı çıkartıyor, yoksa daha iyi olmayı mı sağlıyor?

Bu yazıyı, çoğu zaman "tamam, bunu daha iyi yapabiliriz" yaklaşımının çok ileri gitmesinin getirdiği tehlikelere dikkat çekmek amacıyla yazıyorum. Hem stratejik bir bakış açısı hem de insana dair empatik bir yaklaşım sunarak, konuyu derinlemesine incelemeye çalışacağım. Hepimizin düşündüğü gibi, her şeyin mükemmel olmasına çalışmak, bazen tam tersi bir etki yapabiliyor. Hadi gelin, aşırı düzeltmenin inceliklerine bakalım.

Aşırı Düzeltme Nedir ve Neden Sorunlu Olur?

Aşırı düzeltme, temelde bir şeyin fazlasıyla düzeltilmesi, yeniden şekillendirilmesi veya değişikliğe uğratılması anlamına gelir. Her ne kadar çoğu zaman "daha iyi olmalı" mantığıyla hareket edilse de, aşırı düzeltme çoğu durumda asıl orijinal fikri ya da yaratıcılığı öldürebilir. Birçok insan, bu durumu "işin tam olması gereken şekilde yapılması" olarak savunsa da aslında burada derin bir sorun yatıyor.

Aşırı düzeltme genellikle başkalarının fikirlerini fazla müdahale ederek değiştirmenin bir yolu olabilir. Mesela, bir yazıyı yazdınız, ama her seferinde bir başkası onu daha "iyi" hale getirmek için defalarca müdahale ediyor. Sonunda, yazınız kendi tarzınızdan, kendi sesinizden çok, başkalarının istediği şekilde bir şeye dönüşüyor. Bu durum, bir yaratıcı sürecin katledilmesi değilse, neyi olarak tanımlayabiliriz?

Peki, gerçekten her şeyin kusursuz olmasına gerek var mı? İşte bu noktada tartışma başlıyor. Aşırı düzeltme, bazen gereksiz bir takıntıya dönüşebilir. Çünkü sonuçta mükemmel olan bir şeyin olmaması gerekmez. Sadece, olduğu haliyle değerini görmek gerekiyor.

Erkeklerin Stratejik Bakış Açısı: Sorunu Çözme veya Kısıtlama?

Erkekler genellikle stratejik bir bakış açısına sahip oldukları için, aşırı düzeltmeyi bazen bir problem çözme olarak görebilirler. “Daha iyi yapmalıyız!” yaklaşımı, genellikle her şeyin optimize edilmesi gerektiğini savunur. Her detayın mükemmel olması gerektiği düşüncesiyle, hatalar minimize edilmeye çalışılır. Ancak, bu da uzun vadede bir dizi soruna yol açabilir.

Örneğin, bir mühendis projede sürekli olarak küçük detayları düzelterek, son ürünü mükemmel hale getirmeye çalıştığında, aslında süreci yavaşlatıyor olabilir. Belki de başlangıçtaki fikrin içinde yeterince yenilik ve potansiyel vardı. Ama aşırı düzeltmeler, projeyi sadece mekanik ve analitik bir hale getirir. Burada, erkelerin yaklaşımının çok çözüm odaklı olduğu kadar, bir o kadar da dar bir perspektife sahip olduğunu görmek gerekir. Süreç, bazen tam olarak ihtiyacımız olan yaratıcı özgürlüğü kısıtlıyor.

Erkeklerin bu stratejik yaklaşımı, bazen orijinal bir düşüncenin, bir fikrin boğulmasına neden olabilir. Ve burada soruyu soruyorum: Aşırı düzeltme, gerçekten daha iyi bir sonuç mu yaratıyor, yoksa sadece daha sıkıcı ve sıradan bir sonucu mu elde ediyoruz?

Kadınların Empatik Bakış Açısı: İnsan Odaklı Düşünme

Kadınlar ise, genellikle daha insancıl ve empatik bir bakış açısına sahip olduklarından, aşırı düzeltmeyi daha çok "insan odaklı" bir şekilde değerlendirirler. İnsanları sık sık mükemmel olmaya zorlamak, onların özgüvenini zedeleyebilir. Bu, özellikle yaratıcı işlerle uğraşanlar için önemli bir mesele olabilir.

Birçok kadın, aşırı düzeltmenin bir kişinin özgürlüğünü kısıtladığına inanır. Bu müdahaleler, bir insanın kendini ifade etme şeklini bozar. Örneğin, bir yazı üzerinde yapılan sürekli müdahaleler, kişinin orijinal fikirlerinden uzaklaşmasına yol açar. Sonunda, ortaya çıkan metin, kişinin değil, düzeltmeyi yapanın sesini yansıtır.

Bu durumda, kadınların empatik yaklaşımı devreye girer. Onlar, insanların kendilerini ifade etme biçimlerinin değerli olduğuna inanır. Yani, bir şeyin hatalı olması, onu değersiz kılmaz. Aksine, kusurlar, insanın özgünlüğünü ve benzersizliğini ortaya koyar. Aşırı düzeltme, bir kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakır, bu da o kişinin gelişimini engelleyebilir.

Burada bir soru daha ortaya çıkıyor: Gerçekten her yaratıcı işte kusursuzluk gerekmeli mi? İnsanlar ne kadar özgür olursa, yaratıcılıkları da o kadar gelişmez mi?

Sonuç Olarak: Aşırı Düzeltme Bir Katkı mı, Yoksa Engel mi?

Aşırı düzeltme, bazen iyileştirme aracı olarak görülebilir, ancak sık sık orijinal fikirlerin ve özgün düşüncelerin yok olmasına yol açar. Gerek erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı gerekse kadınların insan odaklı bakış açısı, bu konuyu farklı açılardan ele alır. Ancak en sonunda ortak nokta şudur: Her şeyin mükemmel olması gerekmez. Bir fikrin doğal halindeki yaratıcılığına müdahale etmek, çoğu zaman o fikrin özünü kaybettirir.

Sonuç olarak, aşırı düzeltme, insanları sıkıştırmak ve onları "doğru" kalıplara sokmak yerine, daha fazla özgürlük ve ifade alanı sağlamak gerektiğini düşünüyorum. Bu soruyu size soruyorum: Aşırı düzeltme, gerçekten daha iyi bir sonuca ulaşmamızı sağlıyor mu? Yoksa sadece sınırlarımızı daraltıp, yaratıcılığımızı engelliyor mu?

Yorumlarınızı bekliyorum!